|   | 
		
			
			 
			
			
			 | 
			  | 
			
		 
			
				
					
      
		
    	 Anıtkabir | 
         
        
          
	 
	
	 
	 
		Anıtlar ve Müzeler Genel Müdürlüğü  
		 
		Türk Kurtuluş Savaşı'nın ve Türk İnkılâplarının büyük önderi Türkiye 
		Cumhuriyeti'nin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk'ün, Türk vatanının bağımsızlığını 
		kazanması için giriştiği savaş ve Türk milletini çağdaş uygarlık seviyesine 
		ulaştırmak amacıyla gerçekleştirdiği inkılâplarla geçen yaşamı 57 yıl sürmüş 
		ve Büyük Önder 10 Kasım 1938'de ebediyete intikal etmiştir.  
		Mustafa Kemal Atatürk, Türkiye'yi bütün kurumları ile çağdaş uygarlığın 
		bir üyesi yapan, insanlık tarihine mal olmuş büyük bir önderdir. O'nun yüceliğini 
		her yönüyle temsil edecek, ilke ve inkılâpları ile çağdaşlaşmaya yönelik 
		düşüncelerini yansıtacak bir anıtmezar yapma fikri, Atatürk'ü kaybetmenin 
		derin hüznü içindeki Türk milletinin ortak isteği olarak belirmiş ve yapımına 
		karar verilmiştir.  
      
		
    	 Rasattepe - Anıttepe | 
         
        
          
		Anıtkabir yapılmadan önce rasat istasyonu bulunması dolayısıyla Anıttepe'nin 
		ismi Rasattepe idi.  
		Bu tepede, M.Ö 12. yüzyılda Anadolu'da devlet kuran Frig uygarlığına 
		ait tümülüsler (mezar yapıları) bulunmaktaydı. Anıtkabir'in Rasattepe'de 
		yapılmasına karar verildikten sonra bu tümülüslerin kaldırılması için arkeolojik 
		kazılar yapıldı. Bu tümülüslerden çıkarılan eserler, Anadolu Medeniyetleri 
		Müzesi'nde sergilenmektedir.  
 
		   | 
         
       
 
      
		
    	 Anıtkabir'in İnşaası | 
         
        
          
		Anıtkabir projesinin belirlenmesinden sonra, inşaatın başlayabilmesi 
		için ilk aşamada kamulaştırılma çalışmalarına başlandı. Anıtkabir'in inşaatı 
		ise 9 Ekim 1944'de görkemli bir temel atma töreni ile başladı. Anıtkabir'in 
		inşası 9 yıllık bir süre içinde 4 aşamalı olarak yapılmıştır.  
		Birinci Kısım İnşaat: 1944-1945 Toprak seviyesi ve aslanlı yolun 
		istinat duvarının yapılmasını kapsayan birinci kısım inşaata 9 Ekim 1944'te 
		başlamış ve 1945'te tamamlanmıştır.  
		İkinci Kısım İnşaat: 1945-1950 Mozole ve tören meydanını çevreleyen 
		yardımcı binaların yapılmasını kapsayan ikinci kısım inşaat 29 Eylül 1945'te 
		başlamış, 8 Ağustos 1950'de tamamlanmıştır. Bu aşamada inşaatın kâgir ve 
		betonarme yapı sistemine göre, temel basıncının azaltılması göz önünde tutularak, 
		anıt kütlesinin "temel projesinin" hazırlanması kararlaştırılmıştır. 1947 
		yılı sonuna kadar mozolenin temel kazısı ve izolasyonu tamamlanmış ve her 
		türlü çöküntüleri engelleyecek olan 11 metre yüksekliğinde betonarme temel 
		sisteminin demir montajı bitirilme aşamasına gelmiştir.  
		Giriş kuleleri ile yol düzeninin önemli bir kısmı, fidanlık tesisi, ağaçlandırma 
		çalışmaları ve arazinin sulama sisteminin büyük bir bölümü tamamlanmıştır.
		 
		Üçüncü Kısım İnşaat: 1950 Anıtkabir üçüncü kısım inşaatı, anıta 
		çıkan yollar, aslanlı yol, tören meydanı ve mozole üst döşemesinin taş kaplaması, 
		merdiven basamaklarının yapılması, lahit taşının yerine konması ve tesisat 
		işlerinin yapılmasını kapsıyordu.  
		Dördüncü Kısım İnşaat: 1950-1953 Anıtkabir'in 4. kısım inşaatı 
		ise şeref holü döşemesi, tonozlar alt döşemeleri ve şeref holü çevresi taş 
		profilleri ile saçak süslemelerinin yapılmasını kapsıyordu. Dördüncü kısım 
		inşaat 20 Kasım 1950'de başlamış ve 1 Eylül 1953'te bitirilmiştir.  
		"Anıtkabir Projesi"nde mozolenin kolonat üstünde yükselen tonoz bir bölüm 
		vardı. 4 Aralık 1951 tarihinde hükümet, şeref holünün 28 m.lik yüksekliğinin 
		azaltılması ile yapının daha çabuk bitirilmesinin mümkün olup olmadığını 
		mimarlara sordu.  
		Mimarlar yaptıkları çalışmalar sonunda şeref holünü taş bir tonoz yerine, 
		bir betonarme tavan ile örtmenin mümkün olduğunu bildirdiler. Böylece tonoz 
		yapının zemine vereceği ağırlık ve bunun doğuracağı teknik mahzurlar da 
		ortadan kalkıyordu.  
		Anıtkabir yapımında beton üzerine dış kaplama malzemesi olarak kolay 
		işlenebilen gözenekli, çeşitli renklerde traverten, mozole içi kaplamalarında 
		ise mermer kullanılmıştır.  
		Heykel grupları, aslan heykelleri ve mozole kolonlarında kullanılan beyaz 
		travertenler Kayseri Pınarbaşı İlçesi'nden, kulenin iç duvarlarında kullanılan 
		beyaz travertenler ise Polatlı ve Malıköy'den getirilmiştir. Kayseri Boğazköprü 
		mevkiinden getirilen siyah ve kırmızı travertenler tören meydanı ve kulelerin 
		zemin döşemelerinde, Çankırı Eskipazar'dan getirilen sarı travertenler zafer 
		kabartmaları, şeref holü dış, duvarları ve tören meydanını çevreleyen kolonların 
		yapımında kullanılmıştır.  
		Şeref holünün zemininde kullanılan krem, kırmızı ve siyah mermerler Çanakkale, 
		Hatay ve Adana'dan, şeref holü iç yan duvarlarında kullanılan kaplan postu 
		Afyon'dan, yeşil renk mermer Bilecik'ten getirilmiştir. 40 ton ağırlığındaki 
		yekpare lahit taşı Adana'nın Osmaniye İlçesi'nden, lahitin yan duvarlarını 
		kaplayan beyaz mermer ise Afyon'dan getirilmiştir.  
 
		   | 
         
       
 
      
		
    	 Anıtkabir'in Mimari Özellikleri | 
         
        
          
		Türk mimarlığında 1940-1950 yılları arası, "II. Ulusal Mimarlık Dönemi" 
		olarak adlandırılır. Bu dönemde daha çok anıtsal yönü ağır basan, simetriye 
		önem veren, kesme taş malzemenin kullanıldığı binalar yapılmıştır. Anıtkabir 
		bu dönemin özelliklerini taşımaktadır.  
		Bu dönem özellikleri ile birlikte Anıtkabir'de Selçuklu ve Osmanlı mimari 
		özelliklerine ve süsleme öğelerine sıkça rastlanır.  
		Örneğin dış cephelerde, duvarların çatı ile birleştiği yerde kuleleri 
		dört yandan saran Selçuklu taş işçiliğinde testere dişi olarak adlandırılan 
		bordür bulunmaktadır. Ayrıca Anıtkabir'in bazı yerlerinde (Mehmetçik Kulesi, 
		Müze Müdürlüğü) kullanılan çarkıfelek ve rozet denilen taş süslemeler Selçuklu 
		ve Osmanlı sanatında da göze çarpmaktadır.  
		Bütün bu özellikleriyle yapıldığı dönemin en iyi örneklerinden biri olan 
		Anıtkabir yaklaşık 750.000 m² lik bir alanı kaplamakta olup, Barış Parkı 
		ve Anıt Bloku olarak iki kısma ayrılır.  
 
		   | 
         
       
 
      
		
    	 Barış Parkı | 
         
        
          
		Anıtkabir; Atatürk'ün "Yurtta Sulh, Cihanda Sulh" özdeyişinden ilham 
		alınarak, çeşitli yabancı ülkelerden ve Türkiye'nin bazı bölgelerinden getirilen 
		fidanlarla oluşturulan Barış Parkı içinde yükselmektedir.  
		Afganistan, A.B.D., Almanya, Avusturya, Belçika, Çin, Danimarka, Finlandiya, 
		Fransa, Hindistan, Irak, İngiltere, İspanya, İsrail, İsveç, İtalya, Japonya, 
		Kanada, Kıbrıs, Mısır, Norveç, Portekiz, Yugoslavya ve Yunanistan'dan çeşitli 
		ağaç ve fidanlar getirilmiştir. Bugün Barış Parkı'nda 104 ayrı türden yaklaşık 
		48.500 adet süs ağacı, ağaççık ve süs bitkisi bulunmaktadır.  
 
		   | 
         
       
 
      
		
    	 Anıt Bloku | 
         
        
          
		Anıtkabir Anıt Bloku üç bölümden oluşmaktadır.  
		
			1- Aslanlı Yol 2- Tören Meydanı 3- Mozole  
		 
		Anıtkabir'e Tandoğan kapısından girildiğinde Barış Parkı içerisinde uzanan 
		yoldan Aslanlı Yol başındaki 26 basamaklı geniş merdivenlere ulaşılır. Merdivenin 
		hemen başında karşılıklı olarak istiklal ve hürriyet kuleleri yer alır.
		 
		Anıtkabir yapı topluluğu içinde, simetri gözetilerek yerleştirilmiş olan 
		on adet kule vardır. Bu kulelere ulusumuzun ve devletimizin oluşumunda büyük 
		tesirleri olan yüce kavramları temsil eden isimler verilmiştir. Kuleler, 
		plan ve yapı bakımından birbirinin benzeridir. Kareye yakın 12 x14 x7,20 
		m. boyutlarında dikdörtgen plan üzerine kurulmuş olan kulelerin üzeri piramit 
		biçiminde çatılarla örtülüdür. Çatıların tepelerinde, eski Türk çadırlarında 
		görülen tunç mızrak ucu vardır. Eski Türk kilim desenlerinden alınmış geometrik 
		süslemeler, fresk tekniğinde uygulanmıştır.  
		Ayrıca kulelerin iç duvarlarında, o kulenin ismiyle ilgili bir kompozisyon 
		ve Atatürk'ün özlü sözleri bulunmaktadır.  
 
		   | 
         
       
 
      
		
    	 İstiklal Kulesi | 
         
        
          
		Aslanlı yolun sağ başındaki İstiklal Kulesi'nin iç duvarlarında bulunan 
		kabartmada, ayakta duran ve iki eliyle kılıç tutan bir gencin yanında bir 
		kaya üzerine konmuş kartal figürü görülmektedir. Kartal, mitolojide ve Selçuklu 
		sanatında gücün, istiklâl ve bağımsızlığın sembolü olarak tasvir edilmiştir. 
		Kılıç tutan genç ise istiklali savunan Türk milletini temsil etmektedir. 
		Kabartma Zühtü Müridoğlu'nun eseridir.  
		Ayrıca kule duvarlarında yazı bordürü olarak Atatürk'ün istiklalle ilgili 
		şu sözleri yer almaktadır:  
		"Ulusumuz en korkunç yok oluşla son buluyor gibi görünmüşken, tutsak 
		edilmesine karşı evladını ayaklanmaya davet eden atalarının sesi, kalplerimiz 
		içinde yükseldi ve bizi son Kurtuluş Savaşı'na çağırdı." (1921)  
		"Hayat demek savaşma, çarpışma demektir. Hayatta başarı kesinlikle savaşta 
		başarı kazanmakla mümkündür." (1927)  
		"Biz hayat ve bağımsızlık isteyen ulusuz ve yalnız ve ancak bunun için 
		hayatımızı hiçe sayarız." (1921)  
		"İnsaf ve merhamet dilenmek gibi bir prensip yoktur. Türk ulusu, Türkiye'nin 
		gelecekteki çocukları, bunu bir an hatırdan çıkarmamalıdırlar." (1927)
		 
		"Bu ulus bağımsızlıktan yoksun olarak yaşamamıştır, yaşıyamaz ve yaşamıyacaktır, 
		ya istiklal ya ölüm." (1919)  
		Kulenin içinde ise Anıtkabir maketi ile Anıtkabir'i tanıtıcı ışıklı panolar 
		bulunmaktadır.  
 
		   | 
         
       
 
      
		
    	 Hürriyet Kulesi | 
         
        
          
		Aslanlı Yol'un sol başında bulunan Hürriyet Kulesi içindeki kabartmada; 
		elinde kağıt tutan melek figürü ile meleğin yanında şaha kalkmış bir at 
		tasvir edilmiştir. Melek figürü bağımsızlığın kutsallığını, elindeki kağıt 
		"Hürriyet Beyannamesi"ni sembolize etmektedir. At figürü ise hürriyet ve 
		bağımsızlık sembolüdür. Kabartma Zühtü Müridoğlu'nun eseridir.  
		Kule duvarlarında Atatürk'ün hürriyet ile ilgili şu sözleri yazılıdır.
		 
		"Esas, Türk ulusunun saygın ve onurlu bir ulus olarak yaşamasıdır. Bu 
		esas ancak tam bağımsızlığa sahip olmakla sağlanabilir. Ne kadar zengin 
		ve bolluk içinde olursa olsun bağımsızlıktan yoksun bir ulus, uygar insanlık 
		karşısında uşak olmak durumundan yüksek bir işleme hak kazanamaz." (1927)
		 
		"Bence, bir ulusta şerefin, onurun, namusun ve insanlığın sürekli olarak 
		bulunabilmesi kesinlikle o ulusun özgürlük ve bağımsızlığına sahip olabilmesiyle 
		mümkündür."  
		"Özgürlüğün de, eşitliğin de, adaletin de dayandığı ulusal egemenliktir."
		 
		"Bütün tarihsel yaşantımızda özgürlük ve bağımsızlığa sembol olmuş bir 
		ulusuz."  
		Kule içinde Anıtkabir'in inşaat çalışmalarını gösteren fotoğraf sergisi 
		ve inşaatta kullanılan taş örnekleri bulunmaktadır.  
 
		   | 
         
       
 
      
		
    	 Kadın Heykel Grubu | 
         
        
          
		İstiklal kulesinin önünde, ulusal giysiler giymiş üç kadından oluşan 
		bir heykel grubu vardır. Bu kadınlardan kenarlardaki ikisi yere kadar uzanan 
		kalın bir çelenk tutmaktadır. Başak demetlerinin meydana getirdiği çelenk 
		bereketli yurdumuzu temsil etmektedir. Soldaki kadın, ileri uzattığı elindeki 
		kapla Atatürk'e tanrıdan rahmet dilemekte, ortadaki kadın eliyle yüzünü 
		kapamış ağlamaktadır.  
		Bu üçlü grup, Türk kadınlarının Atatürk'ün ölümünün derin acısı içinde 
		bile gururlu, ağırbaşlı ve azimli oluşunu dile getirmektedir. Heykel grubu 
		Hüseyin Özkan'ın eseridir.  
 
		   | 
         
       
 
      
		
    	 Erkek Heykel Grubu | 
         
        
          
		Hürriyet Kulesi'nin önünde üç erkekten oluşan heykel grubu vardır. Sağdaki 
		erkek başında miğferi ve kalın kaputu ile Türk askerini temsil ederken, 
		onun yanında elinde kitabı ile Türk gençliğini ve aydın insanı, biraz gerisinde 
		ise yerel kıyafetlerle Türk köylüsü temsil edilmiştir. Her üç heykelin yüzünde 
		derin acı ile Türk milletinin kendine özgü ağırbaşlılığı ve yüksek irade 
		gücü dile getirilmiştir. Heykel grubu, Hüseyin Özkan'ın eseridir.  
 
		   | 
         
       
 
      
		
    	 Aslanlı Yol | 
         
        
          
		
		 Ziyaretçileri 
		Atatürk'ün yüce huzuruna hazırlamak için yapılmış olan 262 m. uzunluğundaki 
		yolun iki yanında oturmuş pozisyonda 24 aslan heykeli bulunmaktadır. Atatürk'ün 
		Türk ve Anadolu tarihine verdiği önem sebebiyle, Anadolu'da uygarlık kuran 
		Hititlerin sanat üslubu ile yapılan aslan heykelleri kuvvet ve sükuneti 
		temsil etmektedir. Heykeller Hüseyin Özkan'ın eseridir.  
 
		   | 
         
       
 
      
		
    	 Tören Meydanı | 
         
        
          
		Aslanlı yolun sonunda yer alan tören meydanı 129 x84,25 m. boyutlarındadır. 
		15.000 kişi kapasiteli bu alanın zemini; siyah, kırmızı, sarı ve beyaz renkte 
		traverten taşlardan oluşan 373 adet halı ve kilim deseniyle bezenmiştir.
		 
      
		
    	 Mehmetçik Kulesi | 
         
        
          
		Aslanlı yolun bitiminde sağda Mehmetçik Kulesi yer almaktadır. Kulenin 
		dış yüzeyinde yer alan kabartmada; cepheye gitmekte olan Mehmetçiğin evinden 
		ayrılışı ifade edilmektedir. Bu komposizyonda, elini asker oğlunun omuzuna 
		atmış onu vatan için savaşa gönderen hüzünlü, fakat gururlu anne tasvir 
		edilmiştir. Kabartma Zühtü Müridoğlu'nun eseridir.  
		Kulenin duvarlarında Atatürk'ün Mehmetçik ve Türk kadınları hakkında 
		söylediği özlü sözler yer almaktadır:  
		"Kahraman Türk eri Anadolu savaşlarının anlamını kavramış, yeni bir ülke 
		ile savaşmıştır." (1921)  
		"Dünyanın hiçbir yerinde, hiçbir ulusunda Anadolu köylü kadının üstünde 
		kadın çalışmasından söz etmek imkânı yoktur." (1923)  
		"Bu ulusun çocuklarının özverileri, kahramanlıkları için ölçü birimi 
		bulunamaz."  
		Kulenin içinde; Anıtkabir ve Atatürk ile ilgili çeşitli kitaplar ve hediyelik 
		eşyalar ziyaretçilere sunulmaktadır.  
 
		   | 
         
       
 
      
		
    	 Atatürk ve Türk Devrimleri Kütüphanesi | 
         
        
          
		
		 Mehmetçik 
		ve Zafer kuleleri arasında yer alan; müze, kitaplık ve Kültürel Faaliyetler 
		Müdürlüğü'nün içindeki birimde "Atatürk ve Türk Devrimi Kütüphanesi" bulunmaktadır. 
		Atatürk, milli mücadele ve inkılâplar konulu Türkçe ve yabancı dillerde 
		kitapların bulunduğu bir "İhtisas Kütüphanesi" olarak, her kesimden araştırmacı 
		ve okuyucuya hafta içi 09.00-12.30 / 13.30-17.00 saatleri arasında hizmet 
		vermektedir.  
 
		   | 
         
       
 
      
		
    	 Zafer Kulesi | 
         
        
          
		Kulenin duvarlarında Atatürk'ün en önemli üç zaferinin tarihi ve zaferle 
		ilgili özlü sözleri yazılıdır.  
		Kule içinde Atatürk'ün naaşını 19 Kasım 1938'de İstanbul Dolmabahçe Sarayı'ndan 
		alarak Sarayburnu'nda donanmaya teslim eden top arabası sergilenmektedir.
		 
 
		   | 
         
       
 
      
		
    	 İsmet İnönü'nün Lahti | 
         
        
          
		
		 Barış 
		ve Zafer Kuleleri arasında yanları açık sütunların oluşturduğu galerinin 
		ortasında 25 Aralık 1973 yılında vefat eden Atatürk'ün en yakın silah arkadaşı, 
		Türk Milli Mücadelesinin Batı Cephesi komutanı ve ikinci Cumhurbaşkanı İsmet 
		İnönü'nün sembolik lahdi bulunmaktadır. Mezar odası alt kattadır.  
		İsmet İnönü, Anıtkabir'e 28 Aralık 1973'te Bakanlar Kurulu Kararı ile 
		defnedilmiştir.  
 
		   | 
         
       
 
      
		
    	 Barış Kulesi | 
         
        
          
		Kulenin iç duvarında Atatürk'ün "Yurtta Barış, Dünyada Barış" ilkesini 
		dile getiren bir kabartma kompozisyonu yer almaktadır. Bu kabartmada çiftçilik 
		yapan köylüler ve yanlarında kılıcını uzatarak onları koruyan bir asker 
		figür tasvir edilmiştir. Bu asker barışın sağlam ve güvenli kaynağı olan 
		Türk ordusunu sembolize etmektedir. Bu şekilde insanlar Türk ordusunun sağladığı 
		huzur ortamı içinde günlük hayatlarını devam ettirmektedirler. Kabartma, 
		Nusret Suman'ın eseridir.  
		Kule duvarlarında Atatürk'ün barış ile ilgili şu sözleri yer almaktadır.
		 
		"Dünya vatandaşları kıskançlık, açgözlülük ve kinden uzaklaşacak şekilde 
		terbiye edilmelidir." (1935)  
		"Yurtta Barış, Cihanda Barış."  
		"Ulusun hayatı tehlikeyle karşı karşıya kalmadıkça savaş bir cinayettir." 
		(1923)  
		Kulenin içinde ise Atatürk'ün 1935-1938 yılları arasında kullandığı Lincoln 
		marka tören ve makam otomobilleri sergilenmektedir.  
 
		   | 
         
       
 
      
		
    	 23 Nisan Kulesi | 
         
        
          
		Kulenin iç duvarında 23 Nisan 1920'de Türkiye Büyük Millet Meclisi'nin 
		açılışını temsil eden bir kabartma yer almaktadır. Bu kabartmada, ayakta 
		duran kadının tuttuğu kağıdın üzerinde 23 Nisan 1920 yazılıdır. Kadının 
		diğer elinde Millet Meclisimizin açılışını simgeleyen bir anahtar bulunmaktadır. 
		Kabartma, Hakkı Atamulu'nun eseridir.  
		Kule duvarlarında meclisin açılışıyla ilgili Atatürk'ün özlü sözleri 
		yer almaktadır:  
		"Bir tek karar vardı: O da ulusal egemenliğe dayalı, hiçbir koşula bağlı 
		olmayan bağımsız, yeni bir Türk Devleti kurmak." (1919)  
		"Türkiye Devletinin tek ve gerçek temsilcisi yalnız ve ancak Türkiye 
		Büyük Millet Meclisi'dir."  
		"Bizim bakış açılarımız kuvvetin, gücün, egemenliğin, yönetimin doğrudan 
		doğruya halka verilmesidir, halkın elinde bulundurulmasıdır."  
		Kulede Atatürk'ün 1936-1938 yılları arasında kullandığı Cadillac marka 
		özel otomobili sergilenmektedir.  
 
		   | 
         
       
 
      
		
    	 Bayrak Direği | 
         
        
          
		Anıtkabir'in Çankaya yönündeki 28 basamaklı tören meydanına giriş merdivenlerinin 
		ortasında, tek parçalı yüksek bir direk üzerinde Türk bayrağı dalgalanır. 
		Amerika'da özel olarak yaptırılan 33.53 m. yüksekliğindeki bu direk, Avrupa'daki 
		tek parça çelik bayrak direklerinin en yükseğidir. Direğin 4 metresi kaidenin 
		altında kalmaktadır. Amerika'da yaşayan Türk asıllı Amerika vatandaşı Nazmi 
		Cemal tarafından, kendi bayrak direği fabrikasında imal edilerek 1946 yılında 
		Anıtkabir'e hediye edilmiştir. Bayrak direğinin kaidesinde yer alan kabartmada; 
		meşale Türk medeniyetini, kılıç taarruz gücünü, miğfer savunma gücünü, meşe 
		dalı zaferi, zeytin dalı ise barışı simgelemektedir. Türk bayrağı, ulusumuzun 
		yurdunu savunma, zafer kazanma, barışı koruma ve uygarlık kurma gibi yüce 
		değerleri üzerinde dalgalanmaktadır. Kabartma Kenan Yontuç'un eseridir.
		 
 
		   | 
         
       
 
      
		
    	 Misak-ı Milli Kulesi | 
         
        
          
		Müzenin girişindeki bu kulenin içinde bulunan kabartma, tek vücut olarak 
		kenetlenmemizi sembolize etmektedir. Kabartma, bir kılıç kabzası üzerinde 
		üst üste konmuş dört elden ibarettir. Bu komposizyon Türk vatanının kurtarılması 
		için içilen millet andını ifade etmektedir. Kabartma Nusret Suman'ın eseridir.
		 
		Kulenin duvarlarında Atatürk'ün Milli Misak ile ilgili şu sözleri yazılıdır:
		 
		"Kurtuluşumuzun genel kuralı olan ulusal andı tarih safhasına yazan ulusun 
		demir elidir." (1923)  
		"Ulusal sınırlarımız içinde özgür ve bağımsız yaşamak istiyoruz." (1921)
		 
		"Ulusal benliği bulamayan uluslar başka ulusların avıdır." (1923)  
		Kulenin ortasında Anıtkabir'de icra edilen törenlere katılan heyetlerin 
		özel defteri imzalamaları için imza kürsüsü yer almaktadır. Müzenin girişi 
		olan bu kulede bulunan aktüalite panolarında Anıtkabir'de yapılan önemli 
		törenlere ait fotoğraflar da sergilenmektedir.  
 
		   | 
         
       
 
      
		
    	 Anıtkabir Atatürk Müzesi | 
         
        
          
		Anıtkabir Proje Yarışması şartlarına uygun olarak, Misak-ı Milli ve İnkılâp 
		kuleleri arasındaki bölüm müze olarak belirlenmiştir. Bu amaçla 21 Haziran 
		1960'ta Anıtkabir Atatürk Müzesi açılmıştır. Burada Atatürk'ün kullandığı 
		eşyalar ve kendisine hediye edilen armağanlar ve giysileri teşhir edilmektedir.
		 
		Müzede ayrıca Atatürk'ün madalya ve nişanları ile manevi evlatlarından 
		A. Afet İnan, Rukiye Erkin, Sabiha Gökçen'in müzeye armağan ettikleri Atatürk'e 
		ait eşyalar sergilenmektedir.  
 
		   | 
         
       
 
      
		
    	 İnkılâp Müzesi | 
         
        
          
		Müzenin devamı olan bu kulede Atatürk'ün giydiği elbiseler sergilenmektedir. 
		Kulenin iç duvarında yer alan kabartmada zayıf, güçsüz bir elin tuttuğu 
		sönmek üzere olan bir meşale, çökmekte olan Osmanlı İmparatorluğu'nu simgelemektedir. 
		Güçlü bir elin göklere doğru kaldırdığı ışıklar saçan diğer bir meşale ise, 
		yeni Türkiye Cumhuriyeti ve Atatürk'ün Türk ulusunu çağdaş uygarlık düzeyine 
		ulaştırmak için yaptığı inkılâpları simgelemektedir. Kabartma Nusret Suman'ın 
		eseridir.  
		Kule duvarlarında Atatürk'ün inkılâplarla ilgili şu sözleri yazılıdır:
		 
		"Bir toplum aynı amaca bütün kadınları ve erkekleriyle beraber yürümezse 
		ilerlemesine, uygarlaşmasına teknik imkân ve bilimsel ihtimal yoktur."
		 
		"Biz ilhamlarımızı gökten ve bilinmeyen alemden değil, doğrudan doğruya 
		hayattan almış bulunuyoruz."  
		Müzenin giysi bölümü olarak kullanılan bu kulede; Anadolu Üniversitesi 
		eski rektörü Prof. Dr.Yılmaz Büyükerşen'in yaptığı Atatürk'ün gerçek boyutlarında 
		balmumu heykeli bulunmaktadır.  
 
		   | 
         
       
 
      
		
    	 Cumhuriyet Kulesi | 
         
        
          
		Sanat Galerisi'nin girişi olan bu kulenin duvarlarında Atatürk'ün Cumhuriyet 
		ile ilgili şu özlü sözü bulunmaktadır.  
		"En büyük gücümüz, en güvenilir dayanağımız, ulusal egemenliğimizi kavramış 
		ve onu eylemli olarak halkın eline vermiş ve halkın elinde tutabileceğimizi 
		gerçekten kanıtlamış olduğumuzdur."  
		Kulenin içinde, Atatürk'ün öğrenim gördüğü Manastır Askeri İdadisi ile 
		Sivas ve Erzurum Kongre binaları ve I. T.B.M.M. binalarının maketleri ve 
		o dönemlere ait fotoğraflar sergilenmektedir.  
 
		   | 
         
       
 
      
		
    	 Sanat Galerisi | 
         
        
          
		Cumhuriyet Kulesi ve Müdafaa-i Hukuk Kuleleri arasında yer alan bu bölümde 
		Atatürk'ün özel kitaplığı teşhir edilmektedir.  
		Duvarlarda Atatürk'ü ziyaret etmiş olan yabancı devlet adamları ile Atatürk'ü 
		birlikte tasvir eden yağlı boya tablolar bulunmaktadır. Bu tablolar, ressam 
		Rahmi Pehlivanlı'nın eseridir.  
		Galeride ayrıca, Atatürk, Milli Mücadele ve Anıtkabir konulu belgesel 
		filmlerin gösterildiği sinevizyon bölümü yer almaktadır.  
 
		   | 
         
       
 
      
		
    	 Müdafaa-i Hukuk Kulesi | 
         
        
          
		Bu kule duvarının dış yüzeyinde yer alan kabartmada, Kurtuluş Savaşımızda 
		ulusal birliğimizin temeli olan Müdafaa-i Hukuk dile getirilmektedir. Kabartmada, 
		bir elinde kılıç tutarken diğer elini ileri uzatmış sınırlarımızı geçen 
		düşmana "Dur!" diyen bir erkek figür tasvir edilmiştir. İleri uzatılan elin 
		altında bulunan ulu ağaç yurdumuzu, onu koruyan erkek figürü ise kurtuluş 
		amacıyla birleşmiş olan milletimizi temsil etmektedir. Kabartma Nusret Suman'ın 
		eseridir.  
		Kulenin duvarlarında Atatürk'ün Müdafaa-i Hukuk konusunda söylediği sözler 
		yer almaktadır:  
		"Ulusal gücü etken ve ulusal iradeyi egemen kılmak esastır." (1919)
		 
		"Ulus bundan sonra hayatına, bağımsızlığına ve bütün varlığına şahsen 
		kendisi sahip çıkacaktır." (1923)  
		"Tarih; bir ulusun kanını, hakkını, varlığını hiçbir zaman inkâr edemez." 
		(1919)  
		"Türk ulusunun kalbinden, vicdanından doğan ve onu esinlendiren en esaslı, 
		en belirgin istek ve iman belli olmuştu: Kurtuluş." (1927)  
		Kulenin içinde "Atatürk ve Milli Mücadele" konulu periyodik sergiler 
		düzenlenmektedir. Ayrıca Atatürk'ün öğrenim gördüğü Harbiye Mektebi'nin 
		maketi bulunmaktadır.  
 
		   | 
         
       
 
      
		
    	 Sakarya Meydan Muharebesi Konulu Kabartma | 
         
        
          
		SAKARYA MEYDAN MUHAREBESİ KONULU KABARTMA  
		Komposizyonun sağında bir genç, iki at, bir kadın ve bir erkek bulunmaktadır.Bunlar, 
		savaşın ilk döneminde düşman saldırıları karşısında evlerini bırakıp yurt 
		savunması için yollara düşmüştür. Sağdaki delikanlı arkaya dönmüş, sol elini 
		kaldırıp yumruğunu sıkarak düşmanlara; "Bir gün döneceğiz ve sizden öcümüzü 
		alacağız" demektedir.  
		Bu üçlü grubun önünde çamura batmış bir araba, çabalayan atlar, tekerleği 
		döndürmeye çalışan bir erkek ve iki kadın ile ayakta bir yiğit ve ona bir 
		kılıç sunan diz çökmüş bir kadın vardır. Bu grup figürleri, Sakarya Muharebesi 
		başlamadan önceki dönemi temsil etmektedir. Bu grubun solunda, yere oturmuş 
		iki kadın ve bir çocuk, düşman istilası altında, Türk ordusunu bekleyen 
		halkımızı simgelemektedir. Bu halkın üzerinden uçarak Başkomutan Mustafa 
		Kemal'e çelenk sunan bir zafer meleği vardır.  
		Komposizyonun sonunda yere oturan kadın vatan anayı, diz çöken genç Sakarya 
		Meydan Muharebesi'ni kazanan Türk ordusunu, meşe ağacı ise zaferi simgelemektedir. 
		Vatan ana, Türk ordusunun zaferinin simgesi olan meşe ağacını göstermektedir. 
		Kabartma İlhan Koman'ın eseridir.  
 
		   | 
         
       
 
      
		
    	 Başkomutan Meydan Muharebesi Konulu Kabartma | 
         
        
          
		Komposizyonun solunda yer alan ve bir köylü kadın, bir erkek çocuk ve 
		bir attan oluşan grup milletçe savaşa hazırlık dönemini temsil etmektedir. 
		Sonraki bölümde; Atatürk bir elini ileri uzatmış ve "Ordular ilk hedefiniz 
		Akdeniz'dir, ileri!" diyerek ordularımıza hedefi göstermektedir. Öndeki 
		melek, Ata'nın emrini borusu ile uzak ufuklara iletmektedir. Bundan sonraki 
		bölümüde, Atatürk'ün emrini yerine getiren Türk ordusunun fedakarlıklarını 
		ve kahramanlıklarını temsil eden kabartmada, vurulup düşen bir erin elindeki 
		bayrağı kavrayan bir yiğit ile siperde ellerinde kalkan ve kılıçlı bir asker 
		Türk ordusunun taarruzunu sembolize etmektedir. Önde ise elinde Türk bayrağı 
		ile Türk ordusunu çağıran zafer meleği bulunmaktadır. Kabartma Zühtü Müridoğlu'nun 
		eseridir.  
 
		   | 
         
       
 
 
		   | 
         
       
 
      
		
    	 Mozole | 
         
        
          
		Anıtkabir'in en önemli bölümü olan mozoleye çıkan 42 basamaklı merdivenlerin 
		ortasında "hitabet kürsüsü" yer almaktadır. Mermer kürsünün tören meydanı 
		cephesi dairesel geometrik motiflerle süslü olup, ortasında Atatürk'ün "Hakimiyet 
		kayıtsız şartsız milletindir" sözü yazılıdır. Kürsü Kenan Yontuç'un eseridir.
		 
		Mozole 72x52x17 m. boyutlarında uzunca dikdörtgen bir plan üzerine kurulmuş 
		olup, ön ve arka sekiz, yan cepheler ise 14.40 m. yüksekliğinde ondört kolonatla 
		çevrelenmiştir. Mozole cephesinde, solda Atatürk'ün Türk gençliğine hitabı, 
		sağda ise Cumhuriyet'in kuruluşunun 10. yıldönümünde söylediği nutku yer 
		almaktadır. Harfler taş kabartma üzerine altın yaldızlarla yazılmıştır.
		 
      
		
    	 Şeref Holü | 
         
        
          
		ŞEREF HOLÜ  
		Şeref holüne bronz kapılardan girilir. Girişte sağda Atatürk'ün 29 Ekim 
		1938 tarihli Türk ordusuna son mesajı, solda ise 2. Cumhurbaşkanı İsmet 
		İnönü'nün Atatürk'ün ölümü üzerine yayınladığı 21 Kasım 1938 tarihli Türk 
		milletine taziye mesajı yer almaktadır. Bu iki yazıt Atatürk'ün doğumunun 
		100. yılı olan 1981'de yazılmıştır.  
		Girişin tam karşısında büyük pencerenin yer aldığı nişin içinde, Atatürk'ün 
		sembolik lahdi bulunmaktadır. Lahit taşı tek parça kırmızı mermer olup 40 
		ton ağırlığındadır. Lahit taşının yer aldığı bölüm ise beyaz Afyon mermeri 
		ile kaplıdır. Şeref holünün zemini Adana ve Hatay'dan, yan duvarları ise 
		Afyon ve Bilecik'ten getirilen kırmızı, siyah, yeşil ve kaplan postu mermerlerle 
		kaplanmıştır.  
		Şeref holünün 27 kirişten oluşan tavanı ile yan galeri tavanları mozaik 
		ile süslenmiştir. Şeref holünün yüksekliği 17 m. olup, yan duvarlarında 
		altışardan 12 adet bronz meşale bulunmaktadır. Mozole yapısının üstü, düz 
		kurşun çatı ile örtülüdür.  
 
		   | 
         
       
 
      
		
    	 Mezar Odası | 
         
        
          
		Atatürk'ün aziz naaşı, mozolenin zemin katında doğrudan doğruya toprağa 
		kazılmış bir mezarda bulunmaktadır. Mozolenin birinci katı olan şeref holündeki 
		sembolik lahit taşının tam altında bulunan mezar odası Selçuklu ve Osmanlı 
		mimari stilinde sekizgen planlı olup, piramidal külahlı, tavanı geometrik 
		motifli mozaiklerle süslenmiştir. Zemin ve duvarlar siyah, beyaz, kırmızı 
		mermerlerle kaplanmıştır. Mezar odasının ortasında kıble yönünde kırmızı 
		mermer sanduka yer almaktadır. Mermer sandukanın çevresinde bütün illerden 
		ve Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nden gönderilen toprakların konulduğu pirinç 
		vazolar bulunmaktadır.  
 
		   | 
         
       
 
      
		
    	 Alagöz Karargâh Müzesi | 
         
        
          
		Sakarya Savaşı'nda düşmanın Polatlı yakınlarına kadar ilerlemesi üzerine 
		Batı Cephesi Komutanlığı, Ankara-Polatlı arasındaki Alagöz Köyü'nü Cephe 
		Karargâhı olarak seçmiştir. Bu köyün halkından, Türkoğlu Ali Ağa'ya ait 
		çiftlik evi karargâh olarak kullanılmıştır.  
		Sakarya Savaşı'nın bitiminde bina, sahipleri olan Ali Türkoğlu ve oğulları 
		tarafından 1965 yılına kadar ev olarak kullanılmıştır. 1965 yılında varisleri 
		tarafından Milli Eğitim Bakanlığı'na devredilmiştir. 1967 yılında, Eski 
		Eserler ve Müzeler Genel Müdürlüğü'ne bağlı olan Anıtkabir Müze Müdürlüğü'ne 
		devredilen binanın, restorasyonu yapılarak müze haline getirilmiştir.
		 
		10 Kasım 1968 tarihinde sadece üst katı tanzim edilerek teşhire açılmış, 
		alt kat odaları ise 1983 yılında yapılan yeni bir düzenlemeyle teşhire açılmıştır.
		 
		Bina iki katlıdır ve, Giysi Odası, Kitaplık ve Hatıra Eşya Odası, Zabitan 
		Yemek Odası, Mutfak, Muhabere Odası, Başkumandanlık Odası, Kurmay Heyeti 
		Odası, Dinlenme Odası, Yaveler Odası, Atatürk'ün Yatak Odası, Atatürk'ün 
		Yemek Odası ve Hizmet Eri Odası olmak üzere 12 odadan oluşmaktadır.  
 
		   | 
         
       
 
 
		   | 
         
       
		Adres: Anıt Caddesi Tandoğan/Ankara Tel: (312) 231 79 75
 
	 
	
	 
	 
 
		   | 
         
		
            Geri | 
         
       
 
 
	
          		 | 
    
				 
			 
		 | 
		  |